Dolar Kritik 2,53 Bariyerine Ulaştı!!!

Beklentimiz orta vadeli görünümde aşağı yönlü olmaya devam ediyor. Belki dalgaya karşı yüzmeye çalışıyoruz ancak beklentimiz bu yönde...

Profesyonel Forex Anlayışı

Her yiğidin farklı bir yoğurt yiyişi vardır. Forex'te de binlerce yatırımcı olduğuna göre her birinin ayrı yöntemi de olacaktır. Kimisi destekten alırken kimisi aynı yerden satmayı dener....

ŞİRKETLERİN EN GÜNCEL F/K ORANLARINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN

Bir işletmeyi alacağımız zaman da işletmenin bakacağımız ilk kriteri kazançlı olup olmadığıdır. Kazançlı bir işletme ister istemez daha pahalı olacaktır. Fiyat/Kazanç oranı da işletmenin her 1 TL'lik hisse senedi başına düşen net karına karşılık, yatırımcıların kaç TL ödemeye razı olduklarını gösteren bir orandır.

Kaybedenler Kulübü'ne Hoş Geldiniz..

Ekonomi'de kazanmak için çabalıyoruz da hiç kaybetmek için çabalayanınız oldu mu? Kaybetmenin de en az kazanmak kadar zor olduğunu göreceksiniz...

Piyasa Değeri / Defter Değeri düşük olan şirketler

Şirketin piyasa değeri hissenin defter değerine bölünerek bir oran elde edilir. Bu oran aynı sektörde faaliyet gösteren diğer şirketlerle karşılaştırıldığında firmanın değeri için bir yorum yapılabilir....

30 Kasım 2014 Pazar

Piyasa Değeri / Defter Değeri düşük olan şirketler

Bir malın fiyatı her zaman aynı değildir. Bazı zamanlarda talep fazlasından yükselirken bazı zamanlarda talep azalması yaşanır ve malın fiyatı düşer. Fiyatların yükselmesi tamamen talebe göre belirlenmez tabi ki de. Döviz fiyatları da etkili olmaktadır. Döviz fiyatlarının yüksek olması, fiyatların genel anlamda yükselmesine ve dolaylı olarak enflasyonun yüksek olmasına neden olmaktadır. Enflasyon yükselince şirketin kar oranı düşmekte ve hisse senedi fiyatları da düşmeye başlayacaktır. Bu tür durumlarda hissenin gerçek değerini anlamamız zorlaşsa da yatırımcılar şirket muhasebesi incelenerek gerçek değere ulaşmaya çalışmaktadır. Bu yönteme göre şirketin piyasa değeri hissenin defter değerine bölünerek bir oran elde edilir. Bu oran aynı sektörde faaliyet gösteren diğer şirketlerle karşılaştırıldığında firmanın değeri için bir yorum yapılabilir. Şirket değerini bulmak içinse sektörün PD/DD ile şirketin defter defter değeri çarpılmalıdır.

Diyelim ki X firmasının hisse fiyatını bulmak istiyoruz. Aynı sektörde faaliyet gösteren 10 şirketin PD/DD oranı 4,5 olsun. X firmasının değeri de 150 TL olsun. Şirketin hisse fiyatını bulmak istediğimizde;

PD/DD = Hisse fiyatı / Defter değeri

4,5 = X / 150

X yani hisse senedi fiyatı 675 TL olur..

Bu yöntemin dezavantajları ve avantajları da mutlaka olacaktır. Örneğin PD/DD sektör ortalamasının üzerinde bir şirketi ele alalım. O şirketin özel bir durumu olabilir ve bu durumda PD/DD yüksek çıakcaktır. Bu demek değildir ki hisse pahalı durumdadır. Yıllarca defter değerinin kat kat üzerinde işlem görmeye devam edebilir. Bu tür durumlar spekülatör işlemleri olup ileriki dönemlerde şirketin çok kazançlı ve iyi bir duruma geleceğinin öngörülmesiyle olabilir.

Genel olarak PD/DD oranı 1,00 ve 1,00'ın altında olan şirketler genel olarak ucuz sayılır. Bu oran yükseldikçe hissenin pahalı olmaya başladığı yorumu getirilebilir. Bu oran kullanılırken mutlaka sektör ortalaması da göz önünde bulundurulmalıdır.


29 Kasım 2014 Cumartesi

Temettü verimi ve temettü verimliliği yüksek olan şirketler

Temettü Verimi
Borsada sıkça duyduğumuz bu kavram temettü hisselerine yatırım yapan yatırımcılar için en önemli göstergelerden biridir. Bu orana göre verimi en yüksek olan hisseler bulunarak hissenin ne kadar kazandıracağını kabaca tahmin etmiş oluruz. Temettü verimi hesaplanırken hisse başına dağıtılan temettü/ hisse başına maliyet formülü uygulanır. Maliyet olmak zorunda değildir. Örneğin o yılbaşındaki fiyat da uygulanabileceği gibi yıl içerisindeki ağırlıklı ortalama fiyat da kullanılabilir.

Kesin bir kazanç anlamı çıkmayacağı gibi şirketin karı ne kadar yüksekse temettü verimi de o kadar yüksek olur. Şirket karı da muhasebe hesaplarıyla oynanabileceği için yüksek tutulabilir. Bu nedenle bilanço dikkatlice incelenmeli, sektördeki diğer şirketlerle karşılaştırma yapılmalıdır.

Temettü Verimi hesaplanan şirketin diğer şirketlerin verimliliğiyle karşılaştırılması ya da en doğru şekilde aynı sektördeki şirketlerle karşılaştırılması daha doğru olacaktır.

Bahsettiğimiz üzere Hisse başı ödenen temettü/hisse senedi fiyatı şeklinde hesaplama yapılır. Hisse başı ödenen temettü yüksek, hisse fiyatı düşükse hissenin temettü verimi yüksek şeklinde yorumlanabilir. Verimden anlayacağımız yüzdelik getiri oranı olmalıdır. Şöyle ki A şirketi 0,20 TL hisse başı kar dağıtacak, A hissesinin fiyatı veya maliyetimiz de 1,00 TL olsun. A hissesinin temettü verimi %20 olarak hesaplanır ki bu bizim %20 kazanç sağlayacağımız şeklinde yorumlanmalıdır.

Aynı sektördeki B hissesinin dağıtacağı temettü hisse başına 0,15 fiyatı da yine 1,00 TL olsun. Bu şirketin temettü verimi de  %15 olur.

A şirketi ile B şirketini karşılaştırdığımızda %20 getiri öngören A hissesi daha çok tercih edilecektir.

Şimdi hisselerin temettü verimliliği tahminlerine bakalım>>>

Faiz oranını etkileyen faktörler

Faiz kullanımı eski çağlara kadar dayanan gelir elde etme yöntemidir. M.Ö 3000 yıllarında Sümerler'in faiz ile kredili satış yaptığı bilinmektedir.

Faiz tarihin her döneminde yatırım yapan için de tasarruf yapan için önemli bir faktördür. Mesela bazı kişiler parasını faize yatırıp tasarruf yapmak isterken bazı kişiler de yatırım için gerekli parayı temin edemeyip tasarruf yapan kişilerden bu parayı ödünç almaktadır. İşte bu ödünç alma karşılığında bir bedel öder. Bu bedele de faiz denir.

Faiz oranları iç ve dış faktörler başlıca ana faktörler olmak üzere en çok piyasadaki dalgalanmalardan etkilenmektedir.

Faiz oranları üzerinde
-Para arzı
-Para talebi
-Enflasyon
-Döviz Kuru
-Kamu İç Borçlanması gibi faktörler oldukça etkili olmaktadır.

Faiz oranlarındaki değişkenlik genel olarak ekonomiyi etkilemekle birlikte özellikle borçlanmalar üzerinde etkili olmaktadır. En çok da inşaat sektöründe ve otomobil gibi harcama kalemleri üzerinde etkili olan faiz oranlarının bütçe üzerindeki etkisi önemli olmakla birlikte büyüme, istikrar, bankacılık ve finans sektörü açısından da önemlidir. Faiz oranlarındaki iniş çıkışlar verilen kredilerde kullanılacak faiz oranlarının belirlenmesinde zorluklar yaşanmasına neden olmaktadır. Tahviller de bir borçlanma aracı olduğundan faiz oranlarından oldukça etkilenmektedir. Tahvilin değeri ile piyasa faiz oranları ters orantılıdır. Yani faizler yükseldikçe tahvil değeri düşmekte, piyasa faizi düştükçe tahvilin değeri artmaktadır.

Blogumuza destek olmak için:
-Analizlerimizi siz de paylaşabilir,
-Mail abonemiz olabilir,
-Konuların altına düşüncelerinizi, eklemek istediklerinizi yazabilir,
-Sosyal medyada Twitter 'da takipçimiz olabilir, Google+ hesabımı çerçevelerinize ekleyebilirsiniz.

28 Kasım 2014 Cuma

Usdtry 100 günlük HO'dan destek buldu - 1-5 Aralık Haftalık Dolar Analizi

Bir yatırımcının isteği üzerine incelediğimiz Dolar'ın son günlerde 100 günlük hareketli ortalamaya yaklaştığını ve bugün de bu destek seviyesinden yükseliş gerçekleştirdiğini görüyoruz. Dolar 100 günlük

Profesyonel Forex Anlayışı-2

İlk bölümde işlem yapmadan önce ve işlem yaparken dikkat etmemiz gerekenlerden bahsettik. İşlem öncesi girdiğimiz kararlı duruşu işlem açıkken de devam ettirebilmek ilk kuralımız olarak akılda tutulmalıdır. Gerekirse bir kağıda yazılarak ekranına yapıştırılmalı. Kararından dönme, dönenler kaybedenlerdir... Neyse işin şakasını bir tarafa bırakalım da bu kısımda okuyacaklarınız kendi tecrübelerim sonucunda elde etmiş olduklarım olup sizin pratikte daha başarılı olmanıza katkı sunabilecek yazılardır.

Kendinizi tekniğe boğmayın. Teknik analizi yeni yeni öğrenenler hemen bildiği bir çok göstergeyi grafiğe ekleyerek çorba yapıp öylece ekrana bakar. Bir gösterge "Sat, sat, sat" derken diğeri "Al, al, al" der. Bu böyledir. Sonuçta göstergeler de önceki ve şu anki fiyat hareketlerine göre şekillenir. Kimisi hareketli ortalama metodunu kullanır kimisi başka bir yöntemle oluşturulur. O yön belirlemek için değil de belirlediğimiz yönü ne kadar desteklediği araştırılmalıdır. Çok güvenilir olan Rsi, Macd gibi göstergelerin mutlaka durumu gözden geçirilmelidir. İlk başta trend belirlenir (çizgiler vs) daha sonra göstergelerin durumuna bakılır. Hareketli ortalamalardan hiç biri en güvenilir değildir. Her parite için daha başarılı olan hareketli ortalamalar olabilir ancak sizin daha önce destek veya direnç görevi görmüş ortalamayı esas almanız daha uygun düşer.

Gelelim kuru fasulyenin faydalarına. Teknik kısımda yön belirleme en önemli safha olmakla birlikte işlem açıldıktan sonraki kısım asıl melese olandır. Çünkü yatırımcıların çoğu yönü doğru tahmin etseler bile işlemi hedefledikleri kar al noktalarında kapatamıyor ve hatta zarar bile edebiliyorlar.

İşlem açarken paramızın en fazla %5'ini riske etmeliyiz. Mesela 100 dolarımız var ve bu 100 doların en fazla 5 dolarını zarar edecek şekilde stop noktası belirlemeliyiz. Yani ortalama bir fiyattır ancak daha fazla risk almamız daha sonraki işlemlerimizi engelleyebilir. Paramızın riskini belirleme aşaması da yine önemli bir mevzu olarak yer edinmelidir. Şöyle bir sıralama yapacak olursak Teknik kısım Forex için %10 önemli olmalıdır. Para stratejimiz yani kaldıraç ve risk oranımız işin %30'unu oluştururken, kendimizi kontrol etme ve psikolojimizi doğru yönetme bu işin %60'ını oluşturuyor. 

Bu yazdıklarım önemsenmeyebilir. Paranızın %5'ini değil de %50 sini risk alırsınız ve %50 ve daha fazla kazanmayı hayal edebilirsiniz. Gerçekleşebilir de. Ama bu şanslı olduğunuzu değil de bilakis şanssız biri olduğunuzu gösterir. Eğer açacağınız 2. işlem de böyle başarılı sonuçlanırsa gerçekten felakete yaklaşıyorsunuz demektir. Size geçmiş olsun. Kaybedenler kulübüne üyesiniz demektir. Çünkü bu güvenle daha çok para kazanacağınızı düşünerek hesabınıza para bile ekleyebilirsiniz ve bu durumda elinizdekini de kaybedebilirsiniz. Bu nedenle kaybetmeyi normalleştirmek ve bize lazım olacak parayı kesinlikle bu işte kullanmamamız gerekmektedir.

Piyasada sık duyduğumuz forex robotları ne kadar başarılıdır bilemiyorum. Uzun vadede iyi kazanç sağladığı söylenmekte ancak ben pek güvenmiyorum. Öyle bir robotum olsa ben kesinlikle satmam. Bırakırım robot kazandırsın kazandırdıkça da paramı büyütür ona göre milyarder olabilirim. Ne diye böylesine bir cevheri satıp da başıma iş açayım ki. Ha robotun faydası nedir derseniz psikoloji, yani forex'te en önemli konuyu saf dışı bırakmaktadır. Sonuçta robot da kullandığımız göstergelerin belli durumlarına göre sinyal üretmektedir. Eğer kendimiz desteği, direnci çizip kendimiz trendi belirliyorsak bu noktada iş sabrımıza kalıyor. Ne demiş Şeyh Edebali "Sabır kara bir dikeni yutmak, diken içini parçalayıp geçerken de hiç ses çıkarmamaktadır". Yani işlem terse gitse bile o canımızın yanmasına ses etmeden beklemeliyiz. Taki stop olana kadar. 1 dklık grafikte bakıyorsak o grafiğe bakarak takip etmeli 5 dklığa bakıyorsak 5 dklık grafiği takip etmeliyiz.

Günlük grafiğe bakıp işlem açmak istiyorsak da 4 saatlik veya 1 saatlik grafiğe de bakmalıyız. Sonuçta o an için düzeltme yaşanıyor olabilir. Daha düşük fiyattan alma veya daha yüksek fiyattan satma olasılığımız artacaktır.

Gün içinde en hareketli zamanlar Abd piyasalarının açıldığı 15:00 ile 19:00 arasıdır. Genel olarak bu saatler arasında önemli veriler açıklanır. Geceye doğru piyasa durgunlaşır ve gece işlem yapmak isteyenler çok düşük oranda pip için piyasayı takibe alırlar. Gün içi 15:00-19:00 arası çok hareketli olduğundan teknik yetersiz kalabilir. Piyasa çok oynaktır. Verilere göre şekillenen pariteler bir aşağı bir yukarı hareket ederken bir çok yatırımcıyı zarara uğratabilir. Bu nedenle önemli veri saatinde işlemin açık olmaması daha uygundur. Veriyi doğru tahmin etseniz bile işleminiz stop olabilir.

Haberlerden bahsetmişken temel analiz mi teknik analiz mi diye soracak olursanız hiç kuşkusuz Teknik Analiz derim. Uzun süredir yayın yaptığım blogumda sadece teknik analizi ele almamın sebebi de budur. Ben piyasada ne olup bittiğini veya hangi haberin ne zaman geleceğini bilemem. Bu mümkün değil. Genelde haberlerde gördükten sonra herkes aynı şeyi yapacaktır. Ama en hızlı haberi size grafik verecektir. Siz grafikte bir şeylerin olduğunu veya olabileceğini anlarsınız. Bu er ya da geç olacaktır. Olacak haberin de olumlu mu olumsuz mu algılanacağı da ayrı bir meseledir. Her türlü algı net bir şekilde oturana kadar atı alan Üsküdar'ı geçmiş olur. Ama haberleri izlemek de zararlı değildir tabi, haberler sizin tekniğinizle uyuşuyorsa 10 numara iş çıkarmışsınız demektir. Kesinlikle verileri takip etmek de gerekli.

Son bir konu da en fazla 5 paritede işlem yapmalısınız. Çok fazla pariteyi değerlendirip hepsinden aynı anda işlem açmak da kafa karıştırıcı olacaktır. Paritelerde önemli destek-dirençleri bilmek açısından olabildiğince az pariteyi takip etmek ve size en uygun pariteyi belirlemek gerekir. Bazı paritelerde gerçekten de size uygun gelmeyebilir. Bunu belirlemek için demo hesapla sık sık deneme yapmalı, parite grafiğinize gözünüzü alıştırmalısınız. Bol kazanç dilerim.

Blogumuza destek olmak için:
-Analizlerimizi siz de paylaşabilir,
-Mail abonemiz olabilir,
-Konuların altına düşüncelerinizi, eklemek istediklerinizi yazabilir,
-Sosyal medyada Twitter 'da takipçim olabilir, Google+ hesabımı çerçevelerinize ekleyebilirsiniz.

Profesyonel Forex Anlayışı

Her yiğidin farklı bir yoğurt yiyişi vardır. Forex'te de binlerce yatırımcı olduğuna göre her birinin ayrı yöntemi de olacaktır. Kimisi destekten alırken kimisi aynı yerden satmayı dener. Piyasa da böyle oluşur ve sizin gördüğünüz grafik herkesin önünde bulunduğuna göre herkes farklı bir yorum getirebilir. Önemli olan 1 pip de olsa kazandırabilecek stratejiyi belirlemektir. Her işlemde kazandırmasını elbette bekleyemeyiz. Zaten her zaman kazandırırım diyen birisi de yalan söylüyordur. Çok net bir şekilde sürekli kazandıran bir strateji olmadığını, aramanın da boşuna bir çaba olduğunu belirtebilirim.

O kadar hızlı gelişen bir dünya içerisinde yaşıyoruz ki bir gün yağmurun yağması insanlar için olumlu sayılırken başka bir gün oldukça can sıkıcı olabiliyor. Sürekli değişen bir yapının içerisinde yer aldığımız için her zaman aynı düşüncelerle hareket etmek ve kendimizi toplumdan soyutlamak bizlere başarıyı getirmez. Forex ile ilgilenen bir insanın bilgisayar başına oturup da dış dünyadan kendini soyutlaması normaldir. Ancak bu sık tekrarlanırsa en başarılı yatırımcının bile zarar etmesine yol açabilir.

Araba alırken dikkatli bir şekilde aracı incelemezsek ederinin üzerinde alış yaptığımız için zarar edebiliriz. O nedenle nasıl ki araba alırken her yerini inceleyip fiyatıyla karşılaştırıp da ucuz mu pahalı mı normal mi etiketi yapıştırıyorsak Forex ticaretinde de öyle davranmalıyız. Ticaretimizi yaparkenucuz olduğunu yani ileride bunu daha yüksek bir fiyata satacağımızı düşünüyorsak kim ne derse desin kulak tıkar, aklımızdaki fiyatı teklif eden biri çıkana kadar olumsuz konuşmalara aldırış etmeyiz. Forex ticaretinde de işlemi açtıktan sonra artık mal sahibi siz olursunuz ve artık belirlediğiniz hedefe ulaşmasını beklemelisiniz. Yani yoğunlaşma işlem açmadan önce en üst düzeydeyken işlemi açtıktan sonra en alt düzeye indirilmelidir.

İşlem yapmadan önce yoğun bir konsantrasyonla stratejimizi belirleyerek işlemi başlatırız ve işlem açmadan önce en önemli noktalardan biri de kaldırabileceğimiz zararı belirleme safhasıdır. Yani açtığınız işlemde ne kadar zarar ederseniz pozisyonu kapatmalısınız diye bir durum değerlendirmesi, işlemi açmadan önce yapmalısınız. Bunu yaparken açtığınız işlemi ne kadar sürede kapatmayı beklediğinizi de düşünürsünüz. Niye işlemi açmadan önce derseniz en iyi yanıtı Yıldız Tilbe veriyor: Ben eski ben değilim ki... İşlem açtıktan sonra artık başka biri oluruz. O nedenle başka birinin işlemi yönlendirmesine izin vermeyin.. Mesela 5 dklık grafikte işlem açıyorsanız muhtemelen yarım saat 1 saat içerisinde sonuç alırsınız. Çoğu kişinin yaptığı hatadır: 5 dklık grafikte stop noktasına yaklaşırken hemen 4 saatlik veya günlük grafiğe bakılır. "Hımm günlük grafikte asıl destek daha aşağısı; dur şu stop seviyesini indireyim de zarar yazmasın" diyerek stop noktasını işleme girmeden önce bıraktığı yerin çok altına çeker. Kar al noktası unutuldu. Yok öyle bir yer. İşleme girerken 5 pip kar için giren kişi 40-50 pip zararı göze almış durumda. Bu hiç karlı bir ticaret değil. Günlük yaşamda böyle bir ticaret gerçekleştirsek kim bilir ne laflar işitiriz. O nedenle ilk belirlediğiniz zarar noktası bırakın yerinde kalsın. Zarar ederse etsin, paranız o işlemle bitecek değil ya. Siz bir sistemi tutturursanız mutlaka kar edecek işlemler yaparsınız. En kötü sistem bile uygulansa mutlaka karlı işlemler olur.

İşlemlerde kararlı olmak da ayrı bir unsurdur. Grafiği değerlendirdiğimizde yön ve strateji konusunda kararsız kalıyorsak o işleme hiç girmemek en iyisidir. Hepimiz birer yan hakemiz ve ofsayt konusunda kararsız kaldığımız an olduğunu varsayalım. Bu durumda yapacağımız en iyi şey "ya gol olursa" diye düşünüp işlemin zarar etme durumunu hatırlayarak bayrağı kaldırıp oyunu bitirmek.

Forex öyle bir mevzu ki başarılı bir işlem yapmak gerçekten zordur. Kişi geçer ekran başına ve 1 işlem yapar anında kar alır. 2. işlemi yapar karını alır cebe koyar derken 10 işlemden 3'ü zarar 7'si karla kapanır. Çok başarılı. İyi bir sonuç almıştır ve parası da artmıştır. Buna güvenerek daha önceki kaldıraç oranını 10 katına çıkarır. Kar ettiğinde 30-40 pip etmişti ancak bu ilk işleminde değil karı ana parası bile azalmıştır. Tamam zarar ettim artık kazanma zamanı diyerek 1 işlem daha. Eyvahh bu da zarar. Derken para sıfırlandı. Takım başarı elde etmiş, golcüleri tam takır oynuyor, sen gelip teknik direktörü değiştiriyorsun. Sistemi değiştiriyorsun. Mantıklı hamleler yapmıyorsun. Amaç daha çok kazanmak ama yöntem yanlış. Elbet daha başarılı sonuçlara imza atacaksın, bir müddet başarılı sistemle devam et daha sonra çok ufak değişikliklerle mantıklı bir şekilde kaldıracı arttırırsın. Kazanırken 10 pip; kaybederken 80 pip... Bu böyle yürümez.

Yine futbolla ilgili olacak ama şöyle bir durum da vardır: Bir takımın kazanmasını herkes bekliyorsa o takımın iddaa oranı da düşüktür. Kimisi sürpriz ata oynar ve çok kazanır o ayrı mesele. Ama piyasada bir beklenti varsa o sizden önce hesaplanmış ve oranı belirlenmiştir. Şöyle ki MB'nın faiz indirmesi bekleniyorsa ve faiz indirimi gerçekleşirse piyasa tepkisiz kalabilir. Sebebiyse çok daha önceden bu beklentinin satın alınmış olmasıdır.

Teknik analizle değerlendirme yapıyorsanız daha önce de dediğim gibi gördüğünüz grafik herkesin önünde var. Herkesin trend çizme gibi bir yeteneği, Rsi, Macd gibi göstergelerini grafiğe ekleme gibi bir becerisi de var. Sizin gördüğünüz trendi herkes görüyor ve klasik olan Rsi yorumunu herkes yapıyor. İşte bu basit meseleyi büyütmeyin, herkesin gördüğü şekilde görmeye çalışın.

Blogumuza destek olmak için:
-Analizlerimizi siz de paylaşabilir,
-Mail abonemiz olabilir,
-Konuların altına düşüncelerinizi, eklemek istediklerinizi yazabilir,
-Sosyal medyada Twitter 'da takipçim olabilir, Google+ hesabımı çerçevelerinize ekleyebilirsiniz.

Bilgi Teknolojisi ve Etkileri

Çağımız bilgi teknolojisi çağı ve bu bilgiye en hızlı ulaşım aracı olarak kullanılan bilgisayar çağı. Bilgisayarın günlük hayatta çok önemli bir yeri olduğu yadsınamaz bir gerçek. Her 5 evden birinde yer alan bilgisayarın kullanımı her yaştan birey için gerekli hale gelmektedir. Gerek internet bankacılığı gerek uzmanlara ulaşım gerekse eğlence amaçlı daha sık kullanım alanlarının yer aldığı bilgisayar dünyasında kişinin sosyal dünyadan tamamen bağını koparmış hale gelmesi önümüzdeki yıllarda sağlıklı bireylerin gelişimi açısından alarm çanlarını çalmaktadır. Blogumuzun da konusu olan ekonomi unsuru olan Borsa ya da Forex ise daha çok yetişkinlerin kullandığı alanlar olmaktadır. Özellikle Forex yatırımcılarının bilgisayar başında uzun süre vakit geçirmesi kullanıcıların hem psikolojik hem sosyal hayatını olumsuz etkilemektedir. Uzun süre grafiklere bakarak ekrana yoğunlaşmak göz sağlığı açısından da olumsuz bir faktör olmaktadır. Gözden dize kadar sağlığımızı etkileyen bu yaşam tarzının etkilerini sırasıyla yazacak olursak:

1- Sürekli aynı pozisyonda kilitlenmiş olmanın fiziksel yapının bozulmasına, kamburlaşmanın ortaya çıkmasına,

2- Bir insan gözlerini normalde 18 kez kırparken bilgisayar başında bu sayının oldukça azaldığı ve bunun da göz kuruluğuna,

3- Stresli bir işte çalışırken farkında olmadan kendimizi kasmamız hemeroid hastalığına,

4- Stresli çalışmalar kalp ritminin bozulmasına ve kalp duvarlarının zayıflamasına,

5- Aynı noktaya bakmanın sosyal hayatta donuk bakışlara neden olmasına ve karşımızdaki insanların gözlerine bakarak duygularını anlamamıza engel olmasına neden olmaktadır.

Bu tür sorunlar ciddi problemler yaratmakta ve geleceğimizin tehlike altında olmasına neden olmaktadır. Şimdi bilgisayar dışında artık akıllı telefonlar hayatımıza girmiş ve insan yaşamı resmen evrim geçirmiş durumdadır. Af edersiniz tuvalette bile uğraş alanı olan akıllı telefonlar gün içinde konuştuğumuz kelime sayısının ciddi oranda azalmasına bile etki etmiştir. Bu tür sorunlarla nasıl başa çıkabileceğimizi sıralayacak olursak öncelikle gerekli olmadıkça pc başında oturmamaya özen göstermeliyiz. Pc başında oturmamız gereklilikse;

1- Ekrana çok uzak veya çok yakın durmamalı belli bir mesafeden çok parlak veya çok kısık olmayan monitörleri kullanmalıyız,

2- Yarım saatte bir yerimizden kalkarak vücudumuzu esnetmeli, hareketsizliği engellemeliyiz,

3- Gözlerimizi kapatıp çok bastırmadan arada bir ovmalıyız,

4- İmkanlar ölçüsünde temiz hava almaya özen göstermeli, uzak noktalara bakarak göz kaslarımızın gelişmesine özen göstermeliyiz,

5- Odanın ışığını iyi ayarlamalı, ışığı sol arkamıza alarak gözlerimizin erken yorulmasını engellemeliyiz.

Türkiye'de online kullanıcı sayısı, hem kişi başına süre, hem de kişi başına girilen sayfalar açısından diğer Avrupa ülkelerini çok üzerindedir. Bu nedenle hem kendimiz hem çocuklarımız için önlem almalı yaşamamızı etkilemesine izin vermemeliyiz. Sağlıklı günler dilerim.

Blogumuza destek olmak için:
-Analizlerimizi siz de paylaşabilir,
-Mail abonemiz olabilir,
-Konuların altına düşüncelerinizi, eklemek istediklerinizi yazabilir,
-Sosyal medyada Twitter 'da takipçim olabilir, Google+ hesabımı çerçevelerinize ekleyebilirsiniz.

İşsizlik Oranları ve İşsizliğin Toplum Üzerindeki Etkileri

İş bulmak isteyenlerin çalışacak iş bulamaması sorununa denir. İş arayıp da bulamayan kişiye de İşsiz adı verilmektedir. Hemen her toplumda sosyal, ekonomik ve kültürel boyutları farklı olmakla birlikte tüm
toplumların tarih boyunca en önemli sorunlarından biri olmuştur. Teknolojik gelişmelerin artmasıyla insan gücüne ihtiyacın azalmasından tutun da bir çok nedeni vardır işsizliğin. Daah önceleri tarım toplumu konumunda olan ülkemizde işsizlik düşük oranlardayken günümüzde oldukça yüksek bir orandadır. İnsanlara istihdam sağlamak başlı başına bir ülke sorunu olmakla birlikte çalışmak isteğinde bulunanların tamamının çalıştırıldığı duruma Tam İstihdam adı verilmektedir. Tam istihdam durumunda çalışmak isteyen tüm emek sahipleri iş bulabilir. Yani iş gücü aktif bir şekilde üretimde yer alır. İş gücü de çalışanlar ve çalışmayanlar (işsizler) olarak adlandırılır. İşsizliğin artmasına neden sıkıntılıdır derseniz de işsizliğin en önemli etkisi büyüme üzerinde görülmektedir. Dalga etkisiyle ihracat azalır, ithalat artar, dış borç vs denge bozulur anlayacağınız. Şimdi bunlar belli dönemlerde yapılan gözlemler neticesinde oluşturulan istatistiki veriler sonucunda elde edilen analizlerdir. Bunları yalanlayamayız ancak kesin bir doğruluğu ve sonucu da olacaktır diyemeyiz.

Ortada çok net bir durum varsa o da işsizliğin toplum üzerindeki etkileridir. Örneğin işsiz birinin hayat standardı düşecektir. Buna bağlı olarak ruh sağlığı bozulabilir, toplumun huzurunun kaçmasına neden olabilir ve doğal olarak kişinin fiziksel rahatsızlıkları ortaya çıkacaktır. Bu etkilere baktığımızda işsiz bir kimsenin sadece kendisine değil ailesine ve çevresine de etkileri vardır. Afrika ve Asya ülkelerinde işsizliğin yol açtığı yoksulluk, toplumsal sefalete dönüşmüş durumdadır.

Ülkemizde de işsizlik önemli bir konu olmakla birlikte zaman zaman bu oranı düşürme ile ilgili politikalar uygulanmıştır. İşsizlik oranını bulmak için işsizlerin sayısını işgücü sayısına bölmek yeterlidir. İşsiz sayısında önemli bir nokta vardır ki bu kişilerin çalışmak isteyip de iş bulamaması durumudur. Yani kişi çalışmak istemiyorsa işsiz sayılmaz. Ya da çalışmasına engel bir durumu varsa (yaşlılık, sakatlık) bu kişi de işsiz sayılmaz.

Bu durumda işsizliği İradi ve Gayrı iradi olarak 2 gruba ayırabiliriz. Yani İradi kendi isteğiyle oluşan bir durum iken Gayrı iradi kendi isteği dışında gerçekleşen bir durumdur. Ekonomi için asıl önemli olan konu gayrı iradi işsizliktir. Yani kişinin kendisinden kaynaklanmayan bir durum nedeniyle işsiz kalması durumudur.  Yine bu konunun da çeşitli sebepleri vardır. Mesela Gizli işsizlik. Gizli işsizlik durumunun tespit edilmesi de zordur. Mesela kişi şehirde iş bulabileceği halde şehre gitmeyerek köyünde kalıyor. Köyde de kendisine çok fazla ihtiyaç yoktur ama ailesinin yanında tarlada veya hayvanlara bakarak çalışıyor görünüyordur. Bu tür durumlar gizli işsizlik olarak adlandırılır. Diğer bir sebep ise Yapısal İşsizliktir. Mesela eskiden tarlada 30 kişi pamuk toplamak için çalışırdı. Şimdi ise 1 makine tarlaya giriyor ve pamuğun hepsini topluyor. Orada daha önce çalışan insanların durumu Yapısal işsizliğe giriyor. Yani sanayileşme veya teknolojinin getirisi sonucunda işsiz kalan nüfus. Hemen tarlada çalışan nüfustan bahsetmişken Mevsimlik İşsizliğe de değinelim. Bir çok insan Ordu'ya fındık toplamaya, Adana'ya pamuk toplamaya veya Manisa'ya domates falan toplamaya gider. Bu kişiler iş bitince işsiz kalırlar. Bu tür işsizliğe de Mevsimlik işsizlik adı verilir.Son bir işsizlik türü de Konjonktürel işsizliktir. Bu işsizlik de belli dönemlerde ekonomi durgunlaşır, talep azalır ve bu durum sonucunda işverenler küçülmeye giderler. İşte bu durumda belli bir işsizlik ortaya çıkar. Tekrar bir canlanma olması durumunda bu insanlar işe alınırlar. Bu tür işsizliğe de konjonktürel işsizlik adı verilir.

Türkiye'deki işsizlik oranlarına 1923'ten bu yana baktığımızda teknolojideki ilerlemeyle orantılı olarak işsizliğin de arttığını görüyoruz. Günümüzde Türkiye'nin en önemli sorunlarından birinin İşsizlik olduğu söylenebilir.


Blogumuza destek olmak için:
-Analizlerimizi siz de paylaşabilir,
-Mail abonemiz olabilir,
-Konuların altına düşüncelerinizi, eklemek istediklerinizi yazabilir,
-Sosyal medyada Twitter 'da takipçim olabilir, Google+ hesabımı çerçevelerinize ekleyebilirsiniz.

27 Kasım 2014 Perşembe

Altın 200'lük ortalamayı geçemedi - 27 Kasım Altın Analizi

Altın daha önceki analizimizde üzerinde durduğumuz ve geçilme ihtimalini daha yüksek gördüğümüz 200 periyotluk ortalamayı geçemedi. Bunun yerine düşüş yönünde daha çok ısrarcı olan Altın'ın 1,196 altındaki 4 saatlik kapanış gerçekleştirmeye daha istekli olduğunu görüyoruz.

Ekonomide işler yolunda mı?

Bu sorunun cevabını herkes merak eder. Ev hanımından bürokratına, işçisinden memuruna, yatırımcısından iş adamına kadar herkesi yakından ilgilendiren bir konudur. Şöyle ki: Ekonomide işler yolunda gidiyorsa refah da genel olarak artıyor demektir. Fabrikalar büyüyor üretim artıyorsa, işsiz kişiler daha kolay iş bulur, ücretler artar, daha iyi evlerde yaşarız, daha iyi otomobillere bineriz ve daha iyi bir yaşam sürmeye başlarız. Peki işlerin yolunda olup olmadığını nasıl anlarız derseniz, her ekonomik aktivitede olduğu gibi bu konuda da istatistiki veriler oluşturulup ölçüm yapılır. Elde edilen veriler sonucunda ekonominin büyüyüp büyümediği, ne kadar ürettiğimiz veya tükettiğimiz sonucuna ulaşırız.

Ekonomide büyümenin gerçekleştiğini anlayabilmemiz için elde edeceğimiz ilk gösterge Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH)'dır. Ekonomide elde edilen üretimin en önemli göstergesidir. Yani bizim sınırlarımız içinde üretilen tüm malzemelerin piyasa değeridir. Yani, tarlada üretilen buğdayın piyasa değeri, otomobil, ev, petrol, kitap, kalem vs tüm ürünlerin piyasa değeri toplamıdır. Bu ürünlerin tamamı ülke sınırları içerisinde üretiliyor olmalı. Mesela Abd'nin X firması Türkiye'de üretim yapıyorsa bu ülkemizin Gsyh'sine dahil edilir. Ama bir Türk firması Almanya'da üretim yapıyorsa bu ülkemizin GSYH'sine dahil edilmez.

Gayrı safi Yurt İçi Hasıla ile ilgili olarak, mesela buğday sadece ekmek yapımında kullanılıyorsa, hem üretilen ekmeğin piyasa değeri hem de üretilen buğdayın piyasa değeri hesaplanırsa hatalı olur. Bu hataya mükerrer (çifte) hata denir. Yani bir ürün 2 kez hesaplanmış olur. Bu konuda net bir durum elde etmek için, buğday üreten çiftçinin kazancı diyelim ki 50 kg başına 25 tl olsun. Bu 25 tl çiftçi adına Gsyh'ya eklenir. Daha sonra 50 kg buğday öğütülüp (40 kg un elde ediliyor olsun) ekmek yapılacak. Yapılan ekmek sayısı da 200 olsun. Ekmeğin tanesi 1 TL'den fırıncının hasılatı 200 TL olur. Ancak 25 TL buğday için harcama yaptığını da hesaba katarsak 175 TL fırıncının kazancı olur. İşte toplam hasılat 175+25=200 TL olur ki bu değer GSYH'ya eklenir. Bu şekilde bütün kazançlar toplanarak GSYH elde edilir.

Bu durumdan anlaşıldığı gibi üretim faktörü en önemli ayrım noktasıdır. Yani üretim yoksa hesaba eklenmez. Üretilen bir araç hesaba eklenirken 2.el araç satışı yapan birinin kazancı eklenmez. Çünkü o herhangi bir üretim yapmamıştır.

Diğer hesaplama yöntemleri de ekonomik faaliyetler sonucu elde edilen gelirlerin toplanması ve üretilen mal ve hizmetlerin kullanıcıları tarafından yapılan ödemelerin yani harcamaların toplanmasıdır.

Son olarak Türkiye GSYH'sı Türkiye İstatistik  Kurumu Tarafından 3 aylık dönemler için ölçülmektedir.


*Veriler TÜİK'ten alınmıştır. 

Blogumuza destek olmak için:
-Analizlerimizi siz de paylaşabilir,
-Mail abonemiz olabilir,
-Konuların altına düşüncelerinizi, eklemek istediklerinizi yazabilir,
-Sosyal medyada Twitter 'da takipçimiz olabilir, Google+ hesabımızı çerçevelerinize ekleyebilirsiniz.

26 Kasım 2014 Çarşamba

Kaybedenler Kulübü'ne Hoş Geldiniz..

Ekonomi'de kazanmak için çabalıyoruz da hiç kaybetmek için çabalayanınız oldu mu? Kaybetmenin de en az kazanmak kadar zor olduğunu göreceksiniz. Bazen tekniğin de temelin ne

Döviz fiyatının yükselme ve düşme sebepleri

Döviz basit anlamıyla yabancı para demektir. Yani ülkemizde döviz denince akla başta Dolar olmak üzere Euro, Japon Yeni, İsvişre Frangı, Pound gelmektedir.  Döviz fiyatları tabi öncelikle Dolar fiyatları ülkemizde herkesi ilgilendirmektedir. Yükselişin tedirginlik yarattığı, düşüşün ise rahatlattığı bir ülke haline gelir olduk. Tabi ithalatçılar hariç.

25 Kasım 2014 Salı

Eurjpy'de yükseliş trendi devam ediyor - 25 Kasım Eurjpy Analizi

Bir yatırımcının isteği üzerine analizini yaptığımız Eurjpy paritesinde yükseliş trendinin güçlü bir şekilde devam ettiğini, trend desteğinden kısa

Altın 200 periyotluk ortalamayı kırmaya çalışıyor - 25 Kasım Altın Analizi

Bir yatırımcının isteği üzerine incelediğimiz Altın son günlerde kısmen yukarı yönlü seyre girmiş durumda. 1175 etrafında çoğalan destek seviyeleri 1,177-1,175 aralığının kırılmasını güçleştirerek yukarı yönlü

24 Kasım 2014 Pazartesi

Eurusd'de yükselişler satış fırsatı olmaya devam ediyor - 24 Kasım Eurusd Analizi

Bir yatırımcının isteği üzerine analizini yaptığımız Eurusd paritesinde yükselişlerin sert satışlarla karşılaşarak keskin düşüşlerin meydana geldiğini görüyoruz. Paritenin 1,236 seviyesinde destek bularak 2. kez yükselmesi olumlu karşılanabilir.

Usdtry'de kısa vadeli düşüş sonlandı - 24 Kasım Dolar Analizi

Dolar'da 4 saatlik grafiğe baktığımızda düşüş trendinin kırıldığını 2,217 seviyesinin önemli bir destek olarak ön plana çıktığını gözlemliyouz.

16 Kasım 2014 Pazar

Dax düşüş trend kanalının üst bandında - 17 Kasım Dax Analizi

Dax'ın son görünümüne baktığımızda 9343 seviyesinin üst bandın sınırı olduğunu, bu seviye altında hareket devam ettikçe de satış baskısının

Usdtry kısa vadede düşüş eğiliminde - 17 Kasım Dolar Analizi

Dolar'daki kısa vadeli görünüme baktığımızda 2,243 altı kapanışın 2,188 seviyesine uzanabilecek bir düşüş eğilimi yarattığını ifade edebiliriz. Ancak yükseliş trendinin alt bandına rastlayan 2,212-2,195 seviyeleri de

Altın direnç bölgesine yerleşti - 17 Kasım Altın Analizi

Altın geçtiğimiz haftayı 1,178 seviyesinde kapatarak direnç bölgesi 1,180-1,192 altında kapanış yapmıştı. Ancak bu hafta direnç bölgesi içine yerleşerek haftayı 1,188 seviyesinde kapattı. Direnç bölgesini

8 Kasım 2014 Cumartesi

Usdjpy yeni zirveler deneyebilir - 10 Kasım Usdjpy Analizi

Usdjpy paritesini incelediğimizde 30 periyotluk ortalamanın üzerinde tutunmaya çalıştığını ve bu desteğin kısa vadede yükselişlerin devamını

Nzdjpy kritik karar eşiğinde - 10 Kasım Nzdjpy Analizi

Nzdjpy paritesini kısa-orta-uzun vadeli incelediğimizde kritik bir kararın eşiğinde olduğunu görüyoruz. Bu kararın önümüzdeki günlerde verilme olasılığı yüksek.

Petrol'deki düşüş trendi devam ediyor - 10 Kasım Ham Petrol Analizi

Petroldeki son hareketlere baktığımızda 79,50-80,00 aralığı olan direnç bölgesine doğru bir yükseliş görüyoruz. İlk etapta geçilemeyen bu direnç

Sp500'de Megafon Görüntüsü - 10 Kasım Sp500 Analizi

Sp500'de yükseliş ve düşüşlerin büyük bir hızla devam ettiği son zamanlarda üst banda yaklaşıldıkça yükselişlerde, alt banda yaklaşıldığından ise düşüşlerde durulmanın oluştuğu, yeni dipler ve

Eurusd toparlanmakta güçlük çekiyor - 10 Kasım Eurusd Analizi

Eurusd paritesinde satış baskısı yoğun bir şekilde yaşanmaya devam ediyor. Psikolojik destek 1,25 altında düşüş hareketinin devam ederek

Gbpusd'de cılız tepkiler - 10 Kasım Gbpusd Analizi

Gbpusd paritesinde düşüş yönlü beklentimiz doğrultusunda paylaştığımız sinyaller kazançlı bir hafta geçirmemizi sağladı. 1,600 seviyesinden itibaren satış ihtimalinin daha yüksek olduğunu dile getirdiğimiz paritede

Altın direnç bölgesini zorluyor - 10 Kasım Altın Analizi

Altın uzun süredir kırılmayan 1,180 desteğini kırarak 1,131 seviyesine kadar geriledi ve haftayı 1,177 seviyesinden kapattı. Altın'ın bu hareketi bir çok kişi için anlamsız gelebilir ancak Altın'ın yaşadığı uzun soluklu

Usdtry 2,188-2,243 bandını tekrar yukarı kırdı - 10 Kasım Dolar Analizi

Dolar son analizimizden sonra belirttiğimiz bant aralığı 2,188-2,243 seviyelerinden alt bandı test ederek yükselişe geçti ve hızını çok fazla