Dolar Kritik 2,53 Bariyerine Ulaştı!!!
Beklentimiz orta vadeli görünümde aşağı yönlü olmaya devam ediyor. Belki dalgaya karşı yüzmeye çalışıyoruz ancak beklentimiz bu yönde...
Profesyonel Forex Anlayışı
Her yiğidin farklı bir yoğurt yiyişi vardır. Forex'te de binlerce yatırımcı olduğuna göre her birinin ayrı yöntemi de olacaktır. Kimisi destekten alırken kimisi aynı yerden satmayı dener....
ŞİRKETLERİN EN GÜNCEL F/K ORANLARINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN
Bir işletmeyi alacağımız zaman da işletmenin bakacağımız ilk kriteri kazançlı olup olmadığıdır. Kazançlı bir işletme ister istemez daha pahalı olacaktır. Fiyat/Kazanç oranı da işletmenin her 1 TL'lik hisse senedi başına düşen net karına karşılık, yatırımcıların kaç TL ödemeye razı olduklarını gösteren bir orandır.
Kaybedenler Kulübü'ne Hoş Geldiniz..
Ekonomi'de kazanmak için çabalıyoruz da hiç kaybetmek için çabalayanınız oldu mu? Kaybetmenin de en az kazanmak kadar zor olduğunu göreceksiniz...
Piyasa Değeri / Defter Değeri düşük olan şirketler
Şirketin piyasa değeri hissenin defter değerine bölünerek bir oran elde edilir. Bu oran aynı sektörde faaliyet gösteren diğer şirketlerle karşılaştırıldığında firmanın değeri için bir yorum yapılabilir....
29 Aralık 2014 Pazartesi
Altın'da yükseliş umutları başka bahara kalacak gibi..
Hürriyet E-Gazete’nin yılbaşı paketinde sizi sürprizler bekliyor!
Şimdi de sizi Hürriyet E-gazete'nin yılbaşı paketi ile tanıştırmak istiyorum. Bu pakette Hürriyet E-Gazete'nin yanı sıra, Elle ve Atlas dergilerinin dijital kopyası var :)
Haberleri ve gündemi hem gazete okuma keyfini yaşayarak takip etmek isteyenler, hem de ben gazetemi okurken bir yandan da falıma da bakarım, filmlerden de haberim olur diyenler yılbaşı paketini kaçırmasın derim! Hem de kısa bir süre için sunulan bu paketi alıp, gazete keyfini sürerken, modayı Elle ile takip de edebilir, Atlas okuyarak da farklı keşifler yaşayabilirsiniz.
Yeni yılda sevdiklerine sevdiğin şeyleri hediye etmek de adettendir. Siz de arkadaşlarınıza ve gazetesiz olmaz diyen aile üyelerinize 6 aylık veya 1 yıllık versiyonları olan Hürriyet E-Gazete paketlerinden birini hediye edebilirsiniz. Her gün kullandıkça sizi hatırlasınlar:)
Daha ayrıntılı bilgi almak için sitelerini ziyaret edebilirsiniz.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
17 Aralık 2014 Çarşamba
Fed ibreyi faiz artışına doğru kaydırdı
Yellen toparlanmanın ılımlı devam ettiğini ifade ederek iş gücü piyasasının hakkını veriyor. Ardından enflasyon konusunda yumuşak tavrını koruyor. Hedeflerinin altındaki enflasyonun kısmen enerji fiyatlarından kaynaklandığını söylüyor ve kendi beklentilerini de 2015 yılı için %1,6-%1,9 aralığından %1-%1,6 aralığına indiriyor ancak çekirdekte benzer bir hareket yok.
Bu koşullar altında ne zaman faizleri artıracağız diye düşündürüp buna da sabırlı oluruz şeklinde cevap veriyor. Daha önceki kayda değer zaman ifadesi de bu şekilde kalkmış oldu. Ancak daha önce yazdığım gibi en az 2 toplantı dendi. Yani Ocak ve Mart toplantılarında faiz artışı yok ama Nisan olabilir. Yellen yine de faiz artışının verilere bağlı olduğunu, veriler iyi gelmeye devam ederse faiz artışının olabileceğini belirtti. Zaten 2015 yılında faiz artışı konusunda üyeler hemfikir bu durumda en erken Nisan en geç de Ekim toplantısı olmak üzere bir faiz artışı görme olasılığımız yüksek. Petrol fiyatlarındaki düşüşün olumlu-olumsuz etkisine de değinildi. Enflasyonun da yoluna girmesiyle faiz artışı gelebilir.
Kısaca özetlemek gerekirse Nisan ayına kadar faiz artışının olmayacak olması yılbaşı rallisini gündeme getirebilir ve bu olumlu hava Nisan ayına kadar devam edebilir. Nisan ayı içerisinde veriler de iyi gelmeye başladıysa artık faiz korkusu piyasaları etkisi altına alarak oynaklığın arttığına şahit olabiliriz.
Yarına bakacak olursa Eurusd, Gbpusd, Altın'da aşağı yönlü, Dolar'da ise yatay/aşağı yönlü seyir izleyebilir. Borsa ise olumlu bir havaya girecektir. Yani piyasadaki belirsizlik şimdilik ortadan kalktığı için aksi bir durum olmadıkça kısa süreli pozisyonlar alınabilir.
Eurusd 1,231-1,225-1,220 destek noktaları; 1,237-1,241-1,27 direnç noktaları
Gbpusd 1,554-1,549-1,542 destek noktaları; 1,560-1,570-1,5755 direnç noktaları
Xauusd 1,177-1,165-1,157 destek noktaları; 1,202-1,207-1,221 direnç noktaları
Usdtry 2,325-2,314-2,292 destek noktaları; 2,342-2,352-2,362 direnç noktaları olarak görev yapacak.
2015 yılında gerçekleşecek Fed toplantı tarihleri ise şöyle:
27-28 Ocak (Salı-Çarşamba)
17-18 Mart (Salı-Çarşamba)
28-29 Nisan (Salı-Çarşamba)
16-17 Haziran (Salı-Çarşamba)
28-29 Temmuz (Salı-Çarşamba)
16-17 Eylül (Çarşamba-Perşembe)
27-28 Ekim (Salı-Çarşamba)
15-16 Aralık (Salı-Çarşamba)
15 Aralık 2014 Pazartesi
Altın'da yükseliş bitti mi? 15-19 Aralık Haftalık Altın Analizi
3 Aralık 2014 Çarşamba
Usdtry 2,243 bandını geçebilecek mi? - 3 Aralık Dolar Analizi
Altın kritik direnci ilk denemede aşamadı - 3 Aralık Altın Analizi
2 Aralık 2014 Salı
Fiyat/Kazanç Yöntemiyle Şirket Değerini Bulun
Şirket ve hisse değerlendirirken de genellikle aynı yöntemi kullanırız. Bu değerleme esnasında hisse fiyatı belli kriterler kullanılarak tahmin edilmeye çalışır ve buna göre pahalı ve ucuz denilebilir. Örneğin televizyon fiyatları lcd, led gibi özelliklerine veya boyutlarına göre değişmektedir. Bir işletmeyi alacağımız zaman da işletmenin bakacağımız ilk kriteri kazançlı olup olmadığıdır. Kazançlı bir işletme ister istemez daha pahalı olacaktır. Fiyat/Kazanç oranı da işletmenin her 1 TL'lik hisse senedi başına düşen net karına karşılık, yatırımcıların kaç TL ödemeye razı olduklarını gösteren bir orandır.
Yukarıda bahsettiğimiz gibi bu oranın kullanırken şirketin pahalı mı ucuz mu olduğunu anlamak için;
-Aynı işi yapan diğer şirketlerin F/K oranları ortalaması
-BİST'in genelinin F/K oranı ortalaması alınır ve buna göre şirket hissesinin pahalı mı ucuz mu olduğu anlaşılır.
Şimdi bu oran kullanılarak çok değerli bir şirketin hissesi diğerlerine göre pahalı, o nedenle almayalım denilirse o da hatalı olur tabi. Bazı değerli şirketlerin oranı uzun yıllar boyunca diğerlerine göre pahalı olmuştur tabi. Olmalıdır da çünkü her şirketin aynı karı elde etmesi ve aynı pazarlamayı yapması beklenemez. Bu durumda şirketi kendi içerisindeki durumuna göre değerlendirmek gerek.
F/K oranı şu yöntemle bulunur:
F/K = Hisse senedi piyasa fiyatı / Hisse başına net kar
Mesela X şirketinin F/K oranı 15, hisse başına net kar tutarı da 120 TL'dir. Bu şirketin hisse senedinin olması gereken tutarı hesaplayacak olursak:
15 = Fiyat / 120 ise Hisse senedi fiyatı = 15x120 Hisse senedi fiyatı = 1,800 TL
Bu oranı kullanmamızın sebebi daha önce belirttiğimiz gibi şirketin suni bir şekilde mi şişirildiği yoksa gerçekten kar ettiği için mi böyle yüksek fiyatlı olduğunu bulmak içindir. Diğer nedenleri sıralayacak olursak;
- Değerleme yaparken objektif bir bakış açısının oluşmasını ve şirket hakkında daha iyi bir yorum çıkarmamızı sağlar,
- Borsaya katılacak şirketlerin hisse senedinin fiyatının bulunmasını da sağlayacağından başlangıç fiyatının pahalı mı ucuz mu olduğunu tespit etmemizi sağlar,
- Net kar ile tahmniin bir sonuç çıkarıldığı için kesinlikle sadece F/K oranına bakılarak işlem yapılmamalı diğer kriterler de kullanılmalıdır,
-Daha önceki şirket karına göre elde edilen bu oran gelecek hakkında fikir oluşturabilir ancak kesin bir sonuç olarak algılanmamalıdır. Şirket karı düşebilir ve hatta şirket zarar da edebilir,
- Karı sıfıra yakın olan firmalarda bu oran çok yüksek çıkacaktır. Aynı zamanda zarar eden şirketler için F/K oranı hesaplanmaz..
Ham Petrol düşüşe hazırlanıyor - 2 Aralık Petrol Analizi
1 Aralık 2014 Pazartesi
Altın'da Wolfe Wave Formasyonu mu oluşuyor? - 1 Aralık Altın Analizi
30 Kasım 2014 Pazar
Piyasa Değeri / Defter Değeri düşük olan şirketler
Diyelim ki X firmasının hisse fiyatını bulmak istiyoruz. Aynı sektörde faaliyet gösteren 10 şirketin PD/DD oranı 4,5 olsun. X firmasının değeri de 150 TL olsun. Şirketin hisse fiyatını bulmak istediğimizde;
PD/DD = Hisse fiyatı / Defter değeri
4,5 = X / 150
X yani hisse senedi fiyatı 675 TL olur..
Bu yöntemin dezavantajları ve avantajları da mutlaka olacaktır. Örneğin PD/DD sektör ortalamasının üzerinde bir şirketi ele alalım. O şirketin özel bir durumu olabilir ve bu durumda PD/DD yüksek çıakcaktır. Bu demek değildir ki hisse pahalı durumdadır. Yıllarca defter değerinin kat kat üzerinde işlem görmeye devam edebilir. Bu tür durumlar spekülatör işlemleri olup ileriki dönemlerde şirketin çok kazançlı ve iyi bir duruma geleceğinin öngörülmesiyle olabilir.
Genel olarak PD/DD oranı 1,00 ve 1,00'ın altında olan şirketler genel olarak ucuz sayılır. Bu oran yükseldikçe hissenin pahalı olmaya başladığı yorumu getirilebilir. Bu oran kullanılırken mutlaka sektör ortalaması da göz önünde bulundurulmalıdır.
29 Kasım 2014 Cumartesi
Temettü verimi ve temettü verimliliği yüksek olan şirketler
Şimdi hisselerin temettü verimliliği tahminlerine bakalım>>>
Faiz oranını etkileyen faktörler
Faiz tarihin her döneminde yatırım yapan için de tasarruf yapan için önemli bir faktördür. Mesela bazı kişiler parasını faize yatırıp tasarruf yapmak isterken bazı kişiler de yatırım için gerekli parayı temin edemeyip tasarruf yapan kişilerden bu parayı ödünç almaktadır. İşte bu ödünç alma karşılığında bir bedel öder. Bu bedele de faiz denir.
Faiz oranları iç ve dış faktörler başlıca ana faktörler olmak üzere en çok piyasadaki dalgalanmalardan etkilenmektedir.
Faiz oranları üzerinde
-Para arzı
-Para talebi
-Enflasyon
-Döviz Kuru
-Kamu İç Borçlanması gibi faktörler oldukça etkili olmaktadır.
Faiz oranlarındaki değişkenlik genel olarak ekonomiyi etkilemekle birlikte özellikle borçlanmalar üzerinde etkili olmaktadır. En çok da inşaat sektöründe ve otomobil gibi harcama kalemleri üzerinde etkili olan faiz oranlarının bütçe üzerindeki etkisi önemli olmakla birlikte büyüme, istikrar, bankacılık ve finans sektörü açısından da önemlidir. Faiz oranlarındaki iniş çıkışlar verilen kredilerde kullanılacak faiz oranlarının belirlenmesinde zorluklar yaşanmasına neden olmaktadır. Tahviller de bir borçlanma aracı olduğundan faiz oranlarından oldukça etkilenmektedir. Tahvilin değeri ile piyasa faiz oranları ters orantılıdır. Yani faizler yükseldikçe tahvil değeri düşmekte, piyasa faizi düştükçe tahvilin değeri artmaktadır.
Blogumuza destek olmak için:
-Analizlerimizi siz de paylaşabilir,
-Mail abonemiz olabilir,
-Konuların altına düşüncelerinizi, eklemek istediklerinizi yazabilir,
-Sosyal medyada Twitter 'da takipçimiz olabilir, Google+ hesabımı çerçevelerinize ekleyebilirsiniz.
28 Kasım 2014 Cuma
Usdtry 100 günlük HO'dan destek buldu - 1-5 Aralık Haftalık Dolar Analizi
Profesyonel Forex Anlayışı-2
Kendinizi tekniğe boğmayın. Teknik analizi yeni yeni öğrenenler hemen bildiği bir çok göstergeyi grafiğe ekleyerek çorba yapıp öylece ekrana bakar. Bir gösterge "Sat, sat, sat" derken diğeri "Al, al, al" der. Bu böyledir. Sonuçta göstergeler de önceki ve şu anki fiyat hareketlerine göre şekillenir. Kimisi hareketli ortalama metodunu kullanır kimisi başka bir yöntemle oluşturulur. O yön belirlemek için değil de belirlediğimiz yönü ne kadar desteklediği araştırılmalıdır. Çok güvenilir olan Rsi, Macd gibi göstergelerin mutlaka durumu gözden geçirilmelidir. İlk başta trend belirlenir (çizgiler vs) daha sonra göstergelerin durumuna bakılır. Hareketli ortalamalardan hiç biri en güvenilir değildir. Her parite için daha başarılı olan hareketli ortalamalar olabilir ancak sizin daha önce destek veya direnç görevi görmüş ortalamayı esas almanız daha uygun düşer.
Gelelim kuru fasulyenin faydalarına. Teknik kısımda yön belirleme en önemli safha olmakla birlikte işlem açıldıktan sonraki kısım asıl melese olandır. Çünkü yatırımcıların çoğu yönü doğru tahmin etseler bile işlemi hedefledikleri kar al noktalarında kapatamıyor ve hatta zarar bile edebiliyorlar.
İşlem açarken paramızın en fazla %5'ini riske etmeliyiz. Mesela 100 dolarımız var ve bu 100 doların en fazla 5 dolarını zarar edecek şekilde stop noktası belirlemeliyiz. Yani ortalama bir fiyattır ancak daha fazla risk almamız daha sonraki işlemlerimizi engelleyebilir. Paramızın riskini belirleme aşaması da yine önemli bir mevzu olarak yer edinmelidir. Şöyle bir sıralama yapacak olursak Teknik kısım Forex için %10 önemli olmalıdır. Para stratejimiz yani kaldıraç ve risk oranımız işin %30'unu oluştururken, kendimizi kontrol etme ve psikolojimizi doğru yönetme bu işin %60'ını oluşturuyor.
Bu yazdıklarım önemsenmeyebilir. Paranızın %5'ini değil de %50 sini risk alırsınız ve %50 ve daha fazla kazanmayı hayal edebilirsiniz. Gerçekleşebilir de. Ama bu şanslı olduğunuzu değil de bilakis şanssız biri olduğunuzu gösterir. Eğer açacağınız 2. işlem de böyle başarılı sonuçlanırsa gerçekten felakete yaklaşıyorsunuz demektir. Size geçmiş olsun. Kaybedenler kulübüne üyesiniz demektir. Çünkü bu güvenle daha çok para kazanacağınızı düşünerek hesabınıza para bile ekleyebilirsiniz ve bu durumda elinizdekini de kaybedebilirsiniz. Bu nedenle kaybetmeyi normalleştirmek ve bize lazım olacak parayı kesinlikle bu işte kullanmamamız gerekmektedir.
Piyasada sık duyduğumuz forex robotları ne kadar başarılıdır bilemiyorum. Uzun vadede iyi kazanç sağladığı söylenmekte ancak ben pek güvenmiyorum. Öyle bir robotum olsa ben kesinlikle satmam. Bırakırım robot kazandırsın kazandırdıkça da paramı büyütür ona göre milyarder olabilirim. Ne diye böylesine bir cevheri satıp da başıma iş açayım ki. Ha robotun faydası nedir derseniz psikoloji, yani forex'te en önemli konuyu saf dışı bırakmaktadır. Sonuçta robot da kullandığımız göstergelerin belli durumlarına göre sinyal üretmektedir. Eğer kendimiz desteği, direnci çizip kendimiz trendi belirliyorsak bu noktada iş sabrımıza kalıyor. Ne demiş Şeyh Edebali "Sabır kara bir dikeni yutmak, diken içini parçalayıp geçerken de hiç ses çıkarmamaktadır". Yani işlem terse gitse bile o canımızın yanmasına ses etmeden beklemeliyiz. Taki stop olana kadar. 1 dklık grafikte bakıyorsak o grafiğe bakarak takip etmeli 5 dklığa bakıyorsak 5 dklık grafiği takip etmeliyiz.
Günlük grafiğe bakıp işlem açmak istiyorsak da 4 saatlik veya 1 saatlik grafiğe de bakmalıyız. Sonuçta o an için düzeltme yaşanıyor olabilir. Daha düşük fiyattan alma veya daha yüksek fiyattan satma olasılığımız artacaktır.
Gün içinde en hareketli zamanlar Abd piyasalarının açıldığı 15:00 ile 19:00 arasıdır. Genel olarak bu saatler arasında önemli veriler açıklanır. Geceye doğru piyasa durgunlaşır ve gece işlem yapmak isteyenler çok düşük oranda pip için piyasayı takibe alırlar. Gün içi 15:00-19:00 arası çok hareketli olduğundan teknik yetersiz kalabilir. Piyasa çok oynaktır. Verilere göre şekillenen pariteler bir aşağı bir yukarı hareket ederken bir çok yatırımcıyı zarara uğratabilir. Bu nedenle önemli veri saatinde işlemin açık olmaması daha uygundur. Veriyi doğru tahmin etseniz bile işleminiz stop olabilir.
Haberlerden bahsetmişken temel analiz mi teknik analiz mi diye soracak olursanız hiç kuşkusuz Teknik Analiz derim. Uzun süredir yayın yaptığım blogumda sadece teknik analizi ele almamın sebebi de budur. Ben piyasada ne olup bittiğini veya hangi haberin ne zaman geleceğini bilemem. Bu mümkün değil. Genelde haberlerde gördükten sonra herkes aynı şeyi yapacaktır. Ama en hızlı haberi size grafik verecektir. Siz grafikte bir şeylerin olduğunu veya olabileceğini anlarsınız. Bu er ya da geç olacaktır. Olacak haberin de olumlu mu olumsuz mu algılanacağı da ayrı bir meseledir. Her türlü algı net bir şekilde oturana kadar atı alan Üsküdar'ı geçmiş olur. Ama haberleri izlemek de zararlı değildir tabi, haberler sizin tekniğinizle uyuşuyorsa 10 numara iş çıkarmışsınız demektir. Kesinlikle verileri takip etmek de gerekli.
Son bir konu da en fazla 5 paritede işlem yapmalısınız. Çok fazla pariteyi değerlendirip hepsinden aynı anda işlem açmak da kafa karıştırıcı olacaktır. Paritelerde önemli destek-dirençleri bilmek açısından olabildiğince az pariteyi takip etmek ve size en uygun pariteyi belirlemek gerekir. Bazı paritelerde gerçekten de size uygun gelmeyebilir. Bunu belirlemek için demo hesapla sık sık deneme yapmalı, parite grafiğinize gözünüzü alıştırmalısınız. Bol kazanç dilerim.
Blogumuza destek olmak için:
-Analizlerimizi siz de paylaşabilir,
-Mail abonemiz olabilir,
-Konuların altına düşüncelerinizi, eklemek istediklerinizi yazabilir,
-Sosyal medyada Twitter 'da takipçim olabilir, Google+ hesabımı çerçevelerinize ekleyebilirsiniz.
Profesyonel Forex Anlayışı
O kadar hızlı gelişen bir dünya içerisinde yaşıyoruz ki bir gün yağmurun yağması insanlar için olumlu sayılırken başka bir gün oldukça can sıkıcı olabiliyor. Sürekli değişen bir yapının içerisinde yer aldığımız için her zaman aynı düşüncelerle hareket etmek ve kendimizi toplumdan soyutlamak bizlere başarıyı getirmez. Forex ile ilgilenen bir insanın bilgisayar başına oturup da dış dünyadan kendini soyutlaması normaldir. Ancak bu sık tekrarlanırsa en başarılı yatırımcının bile zarar etmesine yol açabilir.
Araba alırken dikkatli bir şekilde aracı incelemezsek ederinin üzerinde alış yaptığımız için zarar edebiliriz. O nedenle nasıl ki araba alırken her yerini inceleyip fiyatıyla karşılaştırıp da ucuz mu pahalı mı normal mi etiketi yapıştırıyorsak Forex ticaretinde de öyle davranmalıyız. Ticaretimizi yaparkenucuz olduğunu yani ileride bunu daha yüksek bir fiyata satacağımızı düşünüyorsak kim ne derse desin kulak tıkar, aklımızdaki fiyatı teklif eden biri çıkana kadar olumsuz konuşmalara aldırış etmeyiz. Forex ticaretinde de işlemi açtıktan sonra artık mal sahibi siz olursunuz ve artık belirlediğiniz hedefe ulaşmasını beklemelisiniz. Yani yoğunlaşma işlem açmadan önce en üst düzeydeyken işlemi açtıktan sonra en alt düzeye indirilmelidir.
İşlem yapmadan önce yoğun bir konsantrasyonla stratejimizi belirleyerek işlemi başlatırız ve işlem açmadan önce en önemli noktalardan biri de kaldırabileceğimiz zararı belirleme safhasıdır. Yani açtığınız işlemde ne kadar zarar ederseniz pozisyonu kapatmalısınız diye bir durum değerlendirmesi, işlemi açmadan önce yapmalısınız. Bunu yaparken açtığınız işlemi ne kadar sürede kapatmayı beklediğinizi de düşünürsünüz. Niye işlemi açmadan önce derseniz en iyi yanıtı Yıldız Tilbe veriyor: Ben eski ben değilim ki... İşlem açtıktan sonra artık başka biri oluruz. O nedenle başka birinin işlemi yönlendirmesine izin vermeyin.. Mesela 5 dklık grafikte işlem açıyorsanız muhtemelen yarım saat 1 saat içerisinde sonuç alırsınız. Çoğu kişinin yaptığı hatadır: 5 dklık grafikte stop noktasına yaklaşırken hemen 4 saatlik veya günlük grafiğe bakılır. "Hımm günlük grafikte asıl destek daha aşağısı; dur şu stop seviyesini indireyim de zarar yazmasın" diyerek stop noktasını işleme girmeden önce bıraktığı yerin çok altına çeker. Kar al noktası unutuldu. Yok öyle bir yer. İşleme girerken 5 pip kar için giren kişi 40-50 pip zararı göze almış durumda. Bu hiç karlı bir ticaret değil. Günlük yaşamda böyle bir ticaret gerçekleştirsek kim bilir ne laflar işitiriz. O nedenle ilk belirlediğiniz zarar noktası bırakın yerinde kalsın. Zarar ederse etsin, paranız o işlemle bitecek değil ya. Siz bir sistemi tutturursanız mutlaka kar edecek işlemler yaparsınız. En kötü sistem bile uygulansa mutlaka karlı işlemler olur.
İşlemlerde kararlı olmak da ayrı bir unsurdur. Grafiği değerlendirdiğimizde yön ve strateji konusunda kararsız kalıyorsak o işleme hiç girmemek en iyisidir. Hepimiz birer yan hakemiz ve ofsayt konusunda kararsız kaldığımız an olduğunu varsayalım. Bu durumda yapacağımız en iyi şey "ya gol olursa" diye düşünüp işlemin zarar etme durumunu hatırlayarak bayrağı kaldırıp oyunu bitirmek.
Forex öyle bir mevzu ki başarılı bir işlem yapmak gerçekten zordur. Kişi geçer ekran başına ve 1 işlem yapar anında kar alır. 2. işlemi yapar karını alır cebe koyar derken 10 işlemden 3'ü zarar 7'si karla kapanır. Çok başarılı. İyi bir sonuç almıştır ve parası da artmıştır. Buna güvenerek daha önceki kaldıraç oranını 10 katına çıkarır. Kar ettiğinde 30-40 pip etmişti ancak bu ilk işleminde değil karı ana parası bile azalmıştır. Tamam zarar ettim artık kazanma zamanı diyerek 1 işlem daha. Eyvahh bu da zarar. Derken para sıfırlandı. Takım başarı elde etmiş, golcüleri tam takır oynuyor, sen gelip teknik direktörü değiştiriyorsun. Sistemi değiştiriyorsun. Mantıklı hamleler yapmıyorsun. Amaç daha çok kazanmak ama yöntem yanlış. Elbet daha başarılı sonuçlara imza atacaksın, bir müddet başarılı sistemle devam et daha sonra çok ufak değişikliklerle mantıklı bir şekilde kaldıracı arttırırsın. Kazanırken 10 pip; kaybederken 80 pip... Bu böyle yürümez.
Yine futbolla ilgili olacak ama şöyle bir durum da vardır: Bir takımın kazanmasını herkes bekliyorsa o takımın iddaa oranı da düşüktür. Kimisi sürpriz ata oynar ve çok kazanır o ayrı mesele. Ama piyasada bir beklenti varsa o sizden önce hesaplanmış ve oranı belirlenmiştir. Şöyle ki MB'nın faiz indirmesi bekleniyorsa ve faiz indirimi gerçekleşirse piyasa tepkisiz kalabilir. Sebebiyse çok daha önceden bu beklentinin satın alınmış olmasıdır.
Teknik analizle değerlendirme yapıyorsanız daha önce de dediğim gibi gördüğünüz grafik herkesin önünde var. Herkesin trend çizme gibi bir yeteneği, Rsi, Macd gibi göstergelerini grafiğe ekleme gibi bir becerisi de var. Sizin gördüğünüz trendi herkes görüyor ve klasik olan Rsi yorumunu herkes yapıyor. İşte bu basit meseleyi büyütmeyin, herkesin gördüğü şekilde görmeye çalışın.
Blogumuza destek olmak için:
-Analizlerimizi siz de paylaşabilir,
-Mail abonemiz olabilir,
-Konuların altına düşüncelerinizi, eklemek istediklerinizi yazabilir,
-Sosyal medyada Twitter 'da takipçim olabilir, Google+ hesabımı çerçevelerinize ekleyebilirsiniz.
Bilgi Teknolojisi ve Etkileri
1- Sürekli aynı pozisyonda kilitlenmiş olmanın fiziksel yapının bozulmasına, kamburlaşmanın ortaya çıkmasına,
2- Bir insan gözlerini normalde 18 kez kırparken bilgisayar başında bu sayının oldukça azaldığı ve bunun da göz kuruluğuna,
3- Stresli bir işte çalışırken farkında olmadan kendimizi kasmamız hemeroid hastalığına,
4- Stresli çalışmalar kalp ritminin bozulmasına ve kalp duvarlarının zayıflamasına,
5- Aynı noktaya bakmanın sosyal hayatta donuk bakışlara neden olmasına ve karşımızdaki insanların gözlerine bakarak duygularını anlamamıza engel olmasına neden olmaktadır.
Bu tür sorunlar ciddi problemler yaratmakta ve geleceğimizin tehlike altında olmasına neden olmaktadır. Şimdi bilgisayar dışında artık akıllı telefonlar hayatımıza girmiş ve insan yaşamı resmen evrim geçirmiş durumdadır. Af edersiniz tuvalette bile uğraş alanı olan akıllı telefonlar gün içinde konuştuğumuz kelime sayısının ciddi oranda azalmasına bile etki etmiştir. Bu tür sorunlarla nasıl başa çıkabileceğimizi sıralayacak olursak öncelikle gerekli olmadıkça pc başında oturmamaya özen göstermeliyiz. Pc başında oturmamız gereklilikse;
1- Ekrana çok uzak veya çok yakın durmamalı belli bir mesafeden çok parlak veya çok kısık olmayan monitörleri kullanmalıyız,
2- Yarım saatte bir yerimizden kalkarak vücudumuzu esnetmeli, hareketsizliği engellemeliyiz,
3- Gözlerimizi kapatıp çok bastırmadan arada bir ovmalıyız,
4- İmkanlar ölçüsünde temiz hava almaya özen göstermeli, uzak noktalara bakarak göz kaslarımızın gelişmesine özen göstermeliyiz,
5- Odanın ışığını iyi ayarlamalı, ışığı sol arkamıza alarak gözlerimizin erken yorulmasını engellemeliyiz.
Türkiye'de online kullanıcı sayısı, hem kişi başına süre, hem de kişi başına girilen sayfalar açısından diğer Avrupa ülkelerini çok üzerindedir. Bu nedenle hem kendimiz hem çocuklarımız için önlem almalı yaşamamızı etkilemesine izin vermemeliyiz. Sağlıklı günler dilerim.
Blogumuza destek olmak için:
-Analizlerimizi siz de paylaşabilir,
-Mail abonemiz olabilir,
-Konuların altına düşüncelerinizi, eklemek istediklerinizi yazabilir,
-Sosyal medyada Twitter 'da takipçim olabilir, Google+ hesabımı çerçevelerinize ekleyebilirsiniz.
İşsizlik Oranları ve İşsizliğin Toplum Üzerindeki Etkileri
toplumların tarih boyunca en önemli sorunlarından biri olmuştur. Teknolojik gelişmelerin artmasıyla insan gücüne ihtiyacın azalmasından tutun da bir çok nedeni vardır işsizliğin. Daah önceleri tarım toplumu konumunda olan ülkemizde işsizlik düşük oranlardayken günümüzde oldukça yüksek bir orandadır. İnsanlara istihdam sağlamak başlı başına bir ülke sorunu olmakla birlikte çalışmak isteğinde bulunanların tamamının çalıştırıldığı duruma Tam İstihdam adı verilmektedir. Tam istihdam durumunda çalışmak isteyen tüm emek sahipleri iş bulabilir. Yani iş gücü aktif bir şekilde üretimde yer alır. İş gücü de çalışanlar ve çalışmayanlar (işsizler) olarak adlandırılır. İşsizliğin artmasına neden sıkıntılıdır derseniz de işsizliğin en önemli etkisi büyüme üzerinde görülmektedir. Dalga etkisiyle ihracat azalır, ithalat artar, dış borç vs denge bozulur anlayacağınız. Şimdi bunlar belli dönemlerde yapılan gözlemler neticesinde oluşturulan istatistiki veriler sonucunda elde edilen analizlerdir. Bunları yalanlayamayız ancak kesin bir doğruluğu ve sonucu da olacaktır diyemeyiz.
Ortada çok net bir durum varsa o da işsizliğin toplum üzerindeki etkileridir. Örneğin işsiz birinin hayat standardı düşecektir. Buna bağlı olarak ruh sağlığı bozulabilir, toplumun huzurunun kaçmasına neden olabilir ve doğal olarak kişinin fiziksel rahatsızlıkları ortaya çıkacaktır. Bu etkilere baktığımızda işsiz bir kimsenin sadece kendisine değil ailesine ve çevresine de etkileri vardır. Afrika ve Asya ülkelerinde işsizliğin yol açtığı yoksulluk, toplumsal sefalete dönüşmüş durumdadır.
Ülkemizde de işsizlik önemli bir konu olmakla birlikte zaman zaman bu oranı düşürme ile ilgili politikalar uygulanmıştır. İşsizlik oranını bulmak için işsizlerin sayısını işgücü sayısına bölmek yeterlidir. İşsiz sayısında önemli bir nokta vardır ki bu kişilerin çalışmak isteyip de iş bulamaması durumudur. Yani kişi çalışmak istemiyorsa işsiz sayılmaz. Ya da çalışmasına engel bir durumu varsa (yaşlılık, sakatlık) bu kişi de işsiz sayılmaz.
Bu durumda işsizliği İradi ve Gayrı iradi olarak 2 gruba ayırabiliriz. Yani İradi kendi isteğiyle oluşan bir durum iken Gayrı iradi kendi isteği dışında gerçekleşen bir durumdur. Ekonomi için asıl önemli olan konu gayrı iradi işsizliktir. Yani kişinin kendisinden kaynaklanmayan bir durum nedeniyle işsiz kalması durumudur. Yine bu konunun da çeşitli sebepleri vardır. Mesela Gizli işsizlik. Gizli işsizlik durumunun tespit edilmesi de zordur. Mesela kişi şehirde iş bulabileceği halde şehre gitmeyerek köyünde kalıyor. Köyde de kendisine çok fazla ihtiyaç yoktur ama ailesinin yanında tarlada veya hayvanlara bakarak çalışıyor görünüyordur. Bu tür durumlar gizli işsizlik olarak adlandırılır. Diğer bir sebep ise Yapısal İşsizliktir. Mesela eskiden tarlada 30 kişi pamuk toplamak için çalışırdı. Şimdi ise 1 makine tarlaya giriyor ve pamuğun hepsini topluyor. Orada daha önce çalışan insanların durumu Yapısal işsizliğe giriyor. Yani sanayileşme veya teknolojinin getirisi sonucunda işsiz kalan nüfus. Hemen tarlada çalışan nüfustan bahsetmişken Mevsimlik İşsizliğe de değinelim. Bir çok insan Ordu'ya fındık toplamaya, Adana'ya pamuk toplamaya veya Manisa'ya domates falan toplamaya gider. Bu kişiler iş bitince işsiz kalırlar. Bu tür işsizliğe de Mevsimlik işsizlik adı verilir.Son bir işsizlik türü de Konjonktürel işsizliktir. Bu işsizlik de belli dönemlerde ekonomi durgunlaşır, talep azalır ve bu durum sonucunda işverenler küçülmeye giderler. İşte bu durumda belli bir işsizlik ortaya çıkar. Tekrar bir canlanma olması durumunda bu insanlar işe alınırlar. Bu tür işsizliğe de konjonktürel işsizlik adı verilir.
Türkiye'deki işsizlik oranlarına 1923'ten bu yana baktığımızda teknolojideki ilerlemeyle orantılı olarak işsizliğin de arttığını görüyoruz. Günümüzde Türkiye'nin en önemli sorunlarından birinin İşsizlik olduğu söylenebilir.
Blogumuza destek olmak için:
-Analizlerimizi siz de paylaşabilir,
-Mail abonemiz olabilir,
-Konuların altına düşüncelerinizi, eklemek istediklerinizi yazabilir,
-Sosyal medyada Twitter 'da takipçim olabilir, Google+ hesabımı çerçevelerinize ekleyebilirsiniz.
27 Kasım 2014 Perşembe
Altın 200'lük ortalamayı geçemedi - 27 Kasım Altın Analizi
Ekonomide işler yolunda mı?
Ekonomide büyümenin gerçekleştiğini anlayabilmemiz için elde edeceğimiz ilk gösterge Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH)'dır. Ekonomide elde edilen üretimin en önemli göstergesidir. Yani bizim sınırlarımız içinde üretilen tüm malzemelerin piyasa değeridir. Yani, tarlada üretilen buğdayın piyasa değeri, otomobil, ev, petrol, kitap, kalem vs tüm ürünlerin piyasa değeri toplamıdır. Bu ürünlerin tamamı ülke sınırları içerisinde üretiliyor olmalı. Mesela Abd'nin X firması Türkiye'de üretim yapıyorsa bu ülkemizin Gsyh'sine dahil edilir. Ama bir Türk firması Almanya'da üretim yapıyorsa bu ülkemizin GSYH'sine dahil edilmez.
Gayrı safi Yurt İçi Hasıla ile ilgili olarak, mesela buğday sadece ekmek yapımında kullanılıyorsa, hem üretilen ekmeğin piyasa değeri hem de üretilen buğdayın piyasa değeri hesaplanırsa hatalı olur. Bu hataya mükerrer (çifte) hata denir. Yani bir ürün 2 kez hesaplanmış olur. Bu konuda net bir durum elde etmek için, buğday üreten çiftçinin kazancı diyelim ki 50 kg başına 25 tl olsun. Bu 25 tl çiftçi adına Gsyh'ya eklenir. Daha sonra 50 kg buğday öğütülüp (40 kg un elde ediliyor olsun) ekmek yapılacak. Yapılan ekmek sayısı da 200 olsun. Ekmeğin tanesi 1 TL'den fırıncının hasılatı 200 TL olur. Ancak 25 TL buğday için harcama yaptığını da hesaba katarsak 175 TL fırıncının kazancı olur. İşte toplam hasılat 175+25=200 TL olur ki bu değer GSYH'ya eklenir. Bu şekilde bütün kazançlar toplanarak GSYH elde edilir.
Bu durumdan anlaşıldığı gibi üretim faktörü en önemli ayrım noktasıdır. Yani üretim yoksa hesaba eklenmez. Üretilen bir araç hesaba eklenirken 2.el araç satışı yapan birinin kazancı eklenmez. Çünkü o herhangi bir üretim yapmamıştır.
Diğer hesaplama yöntemleri de ekonomik faaliyetler sonucu elde edilen gelirlerin toplanması ve üretilen mal ve hizmetlerin kullanıcıları tarafından yapılan ödemelerin yani harcamaların toplanmasıdır.
Son olarak Türkiye GSYH'sı Türkiye İstatistik Kurumu Tarafından 3 aylık dönemler için ölçülmektedir.
-Mail abonemiz olabilir,
-Konuların altına düşüncelerinizi, eklemek istediklerinizi yazabilir,
-Sosyal medyada Twitter 'da takipçimiz olabilir, Google+ hesabımızı çerçevelerinize ekleyebilirsiniz.